Domaniç Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Domaniç Ziraat Odası > Atatürk ve Tarım

Atatürk ve Tarım

Atatürkün Tarim Hakkindaki Düsünceleri

Milli ekonominin temeli tarimdir Bunun içindir ki tarimda kalkinmaya büyük önem vermekteyiz Köylere kadar yayilacak programli ve pratik çalismalar bu amaca yayilmayi kolaylastiracaktir 
Fakat bu çok önemli isi isabetle amacina ulastirabilmek için ilk önce ciddi etütlere dayali bir tarim politikasi tespit etmek ve onun için de, her köylünün ve bütün vatandaslarin kolayca kavrayabilecegi ve severek tatbik edebilecegi bir tarim rejimi kurmak lazimdir Bu politika ve rejimde yer alabilecek baslica önemli noktalar sunlar olabilir: 
Bir defa, memlekette topraksiz çiftçi birakilmamalidir Bundan daha önemli olani ise bir çiftçi ailesini geçindirebilen topragin hiçbir sebep ve suretle bölünemez bir nitelikte olmasi, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin isletebilecekleri arazi genisligi, arazinin bulundugu memleket bölgelerinin nüfus yogunluguna ve topragin verim derecesine göre sinirlandirilmasi lazimdir 
Küçük büyük bütün çiftçilerin is makinalarini arttirmak yenilestirmek ve korumak önlemleri vakit geçirmeden alinmalidir
Memleketi; iklim, su ve toprak verimi bakimindan, tarim bölgelerine ayirmak gerekir Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalismalari için örnek tutacaklari verimli, modern pratik tarim merkezlerinin kurulmalidir 
Gerek mevcut olan ve gerekse de bütün memleket tarim bölgeleri için yeniden kurulacak tarim merkezlerinin kesintiye ugramadan tam verimli olarak faaliyetlerini, simdiye kadar oldugu gibi devlet bütçesinden agirlik vermeksizin kendi gelirleriyle kendi varliklarinin idaresini ve gelismesini saglayabilmeleri için, bütün bu kurumlar birlestirilerek genis bir isletme kurumu olusturulmalidir 
Bir de basta bugday olmak üzere, bütün gida ihtiyaçlarimizla sanayimizin dayandigi çesitli hammaddeleri temin ve dis ticaretimizin esasini olusturan çesitli ürünlerimizin ayri ayri her birinde, miktarlarini arttirmak, kalitesini yükseltmek, üretim masraflarini azaltmak, hastalik ve düsmanlariyla ugrasmak için gereken teknik ve yasal her önlem zaman geçirilmeden alinmalidir



Atatürk 'ün Tarim ve Çiftçi Ile ilgili Sözleri

Milletimiz çok büyük elemler, maglûbiyetler, facialar görmüstür Bütün olanlardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa bunun temel sebebi sundandir: "Çünkü Türk çiftçisi bir eliyle kilicini kullanirken, diger elindeki sapanla topraktan ayrilmadi Eger milletimizin büyük ekseriyeti çiftçi olmasaydi biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktir" 1923 (Atatürk'ün SD II, S 117)
Efendiler! Milletimiz çiftçidir Milletin çiftçilikteki çalismasini yeni ekonomik tedbirlerle son hadde eristirmeliyiz Köylünün çalismasinin neticeleri ve verimleri kendi menfaati lehine son hadde çikarmak ekonomik siyasetimizin temel ruhudur 1922 (Atatürk'ün SD II, S 219)
Türk köylüsünü 'Efendi' yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez (Mahmut Esat Bozkurt, Yakinlarindan Hatiralar S 94)
Kiliç kullanan kol yorulur, nihayet kilici kinina koyar ve belki kiliç o kinda küflenmeye, paslanmaya mahkûm olur Fakat sapan kullanan kol gün geçtikçe daha ziyade kuvvetlenir ve daha çok kuvvetlendikçe daha çok topraga malik ve sahip olur (1923)
Eger milletimizin çogunlugu çiftçi olmasaydi, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktik (Mart 1928)
Milletimiz çiftçidir Milletin çiftçilikteki emeklerini asrî, iktisadî tedbirlerle azamî haddine çikarmaliyiz Köylünün çalismalarinin netice ve semeresini kendi menfaati lehine azamî haddine yükseltmek, istisadî siyasetimizin temel tasidir (1922)
Onun için, bir yandan çiftçinin emegini arttiracak ve semereli kilacak bilgi, vasita ve fennî aletlerin kullanma ve yapilmasina, öte yandan onun çalismalarinin neticelerinden azamî derecede faydalanmasini temin edecek iktisadî tedbirlerin alinmasina çalismak lâzimdir (1922)


Uygulamalar

Tarim Alaninda Gelisme:
Cumhuriyet Hükümeti'nin tarim ve çiftçinin iyilestirilmesi amaciyla kabul ettigi esaslar sunlardir:
Köylüden agir vergileri kaldirmak
Köye para ve kredi saglamak
Köylünün ürününü gelistirme ve koruma
Köylünün bilgi ve görüsünü yükseltmek
Topragi olmayan çiftçilere toprak dagitmak
Osmanli Imparatorlugu'nda Asar adi verilen ve her türlü toprak gelirinin %10'unun devlete verildigi vergi sistemiyle köylü ezilmis ve sefalete götürülmüstür Cumhuriyet hükümeti Asar usulünü kaldirmaya karar verdi (17 Subat 1925) Yerine arazi vergisi kondu

Köylüye Para ve Kredi Temini:
Köylüye üretim sermayesi saglamak amaci ile uzun vadeli ve faizsiz olarak 4 bin lira dagitildi Bu para ile köylü üretim yapabilmek amaciyla gerekeneksiklerini tamamladi Ziraat Bankasi kredi sartlarini kolaylastirdi Köylülere kredi verilmesini sagladi 1929 yilinda Tarim Kredi Kooperatifleri kuruldu Çiftçilere kredi bulmak imkanini verdi


Tarimi Gelistirme ve Koruma:
Köylülere pulluk dagitildi Traktör kullanan çiftçiler korundu Ziraî Donatim Kurumu, çiftçinin tarim aleti, makine ve kimyasal gübre ihtiyacini sagladi Halka parasiz fidan verdi Numune çiftlikleri açti Dalaman Çiftligi en büyük numune çiftligi haline getirildi Ankara'da Gazi Orman Çiftligi'ni kurdu Hükümet bugday fiyatini korumak için gerekli gördügü zaman Ziraat Bankasi ve "Toprak Mahsulleri Ofisi" araciligi ile bugday alim satis islerini de üzerine aldi

Atatürk 1925 yilindan itibaren kendisine ait çiftliklerde geleneksel tarim anlayisini kökten degistiren uygulamalar gerçeklestirdi; köylüye örnek oldu Atatürk 'ün Ankara'da Gazi Orman Çiftligi, Silifke'de Tekir, Yalova'da Baltaci, Tarsus'ta Piloglu, Dörtyol'da Karabasamak çiftlikleri ve Ankara'da Bira Fabrikasi vardi Bu isletmeler 1925 yilindan beri tarimda yeniliklerin uygulatilmasi ve yayginlastirilmasinda kullaniliyordu Atatürk 1937 yili Haziran ayinda devlete bagisladi
Cumhuriyet döneminde Ankara, Eskisehir, Erzurum ve Yesilköy'de hububat islah istasyonlari; Adana ve Nazilli'de pamuk islah istasyonlari; Adapazari'nda patates ve misir islah istasyonu; Bursa, Antalya, Diyarbakir, Edirne ve Denizli'de ipek böcekçiligi istasyonu, Kayseri'de yonca istasyonu, Antalya'da sicak iklim nebatlari islah istasyonu kuruldu Tarim aletleri, makineleri ve ilaçlarinin satin alinarak halka tanitilmasi amaciyla 1937 yilinda Zirai Kombi
nalar Idaresi kuruldu

Tarimsal Egitim:
Çagdas anlamda tarim egitimi için Atatürk'ün direktifiyle simdiki Meteoroloji Genel Müdürlügü'nün yerinde Ankara Ziraat Yüksek Mektebi açilir Kapatilmis olan uygulama okullarinin yerine 1930 yilinda Istanbul, Bursa, Izmir ve Adana'da birer orta ziraat okulu açilir Ankara'da 1930 yilinda kurulan Yüksek Ziraat Okulu, 16 Haziran 1933'te Yüksek Ziraat Enstitüsüne dönüstürülür Bu enstitü gerek kurulusu ve gerekse akademik faaliyetiyle tam bir "Tarim Üniversitesidir" 1933 yilinda Türkiye tariminin gelistirilmesi için Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü faaliyete geçti, 1 Ocak 1948 yilinda Ankara Üniversitesi'nin kurulmasiyla ayni Enstitü, Ziraat Fakültesi adini aldi Zamanla ziraat fakültesi bünyesinde veteriner, ziraat sanatlari ve orman bölümleri açilmis ve bugünkü üniversitelerimizin temeli de bu süreçle birlikte baslamistir Ziraat okullari ile diger tarim kuruluslari teknik bilgileri çiftçilere ulastirmak ve teknik elemanlara yeni bilgiler vermek amaci ile kurslar açarak bu alandaki eksiklikleri gidermek için önemli asamalar kaydetmistir

Topraksiz Çiftçiyi Topraklandirma:
Cumhuriyet'in ilk yillarinda, köylünün büyük bir kisminin topraksiz olmasi, tarimsal üretimi olumsuz etkilemekteydi Dönemin hükümeti, köylüyü toprak sahibi yapmak için birçok kanunlar çikardi 1925'de kabul edilen bir kanunla birlikte; Devlete ait arazilerin, uygun bir arazi yoksa devlet tarafindan arazi alinip köylüye dagitilmasina baslanmistir Ilk on yilda köylüye 1077526 dönüm arazi dagitilmistir Toprak sahibi olan köylünün toprak, tohumluk, tarim araçlari borçlarinin 20 yilda ödenmesi saglanmistir Ilk isletilen arazi, yeni yetistirilmeye baslanan fidanliklar, baglar ve zeytinliklerden belirli bir süre için vergi alinmamasi kurali kabul edilmistir.